Erkeklerde Depresyon
Depresyon literatürde bir çok farklı türü olan bir rahatsızlıktır ve toplum genelinde oldukça yaygındır. Depresyonun her türü insanları üzüp, hayattan zevk almasını engelliyor olsa da depresyon; kadınları ve erkekleri farklı şekilde etkilemektedir. Erkeklerdeki depresyon belirtileri; bir çoğumuzun fikrinin olduğu bilindik depresyon semptomlarından farklılık gösterebilmektedir. Sinirlilik, huzursuzluk, geri çekilme (izolasyon), aşırı çalışma ya da içki-sigara kullanımında artış erkeklerde en sık görülen sağlıksız başa çıkma tepkileridir ve aslında bunlar depresyonun varlığına dair ipuçlarıdır. Buradan anlaşılacağı üzere sağlıksız başa çıkma tepkileri olarak adlandırdığımız bu davranışlar genellikle erkeklerde depresyonu maskelemektedir. Bu durum ve kültürel anlamda cinsiyete özgü yaptırımlar (hem ruhsal hem fiziksel olarak güçlü olunma baskısı) yardım arama davranışlarını etkilediği için teşhis edilemeyen depresyonun ilerlemesi erkeklerde yıkıcı sonuçlara yol açabilmektedir.
Erkekler ile kadınların depresyonu neden farklı yaşadığı ile ilgili bilgiler henüz net olmasa da, muhtemelen beyin biyokimyası, hormonlar ve yaşam deneyimleri ile toplumsal cinsiyet rolleri gibi bir dizi faktörden etkilenmesi muhtemeldir. Erkeklerde depresyon; üzgünlük, umutsuzluk, boş hissetmek, yorgun hissetmek, uyku düzeninin bozulması, aktivitelerden zevk almamak gibi tipik belirtilerin hiç olmadığı ama iş yerinde ya da sporda çok zaman geçirmek, sıklıkla baş ağrısı yaşamak, sindirim sorunları yaşamak, dikkatsiz sürüş gibi riskli davranışlarda artış, istismar edici düzeyde kontrolcülük gibi tepkilerle seyredebilir (eğer tıbbi olarak başka bir durum ile ilişkili değilse). Dolayısıyla üzgün ve duygusal hissetmek özellikle erkek depresyonlarında sanıldığı gibi birincil semptom değildir. Karakter, başka bir rahatsızlık ya da yaşam olaylarıyla açıklanamayan sinirlilikte artış ile düşmanca algı biz profesyoneller için erkek depresyonu için uyarıcı belirtilerdir.
Depresyonu tanımamanın en iyimser sonucu bile yıkıcıdır. Tıpki kapasitesini ortaya koyamadığı için hep daha azıyla yetinmek zorunda kalan insanlar gibi; yaşamdan hakkına düşenin tadına varamayan ancak bunu da normal zanneden bir sürü insanın varlığını arttırmaktadır. Genellikle belirtilerin kişiyi ne kadar etkilediği maalesef fark edilmez. Depresyonu tanımamak gibi, depresyondan şüphelenilse bile tanıdan kaçmak ya da tedavi red etmek oldukça yaygın görülen bir diğer durumdur. Damgalanma korkusu ya da çevrenin saygısını kaybetmekten korkmak en sık karşılaşılan nedenler arasındadır. Ancak tedavi edilmeyen depresyonun intihar gibi ciddi sonuçlara yol açabilecek düzeyde ağırlaşması söz konusu olabilmektedir. Bilindiği gibi intihar girişimi kadınlarda yüksek olsa da, ölümle sonuçlanan intihar erkeklerde fazladır. Bu veri tedavi edilmeyen depresyonun yıkıcılığını göstermesi bakımında önemlidir. Depresyon sinsi ilerleyebilen, tehlikeli bir hastalıktır.
Günümüzde depresyon için bir çok etkili tedavi yöntemi mevcuttur. İlaç tedavisi ve psikoterapi ya da her ikisinin bir arada uygulanması söz konusudur. Önemli olan depresyon belirtilerini küçümsememek, onları tanımak, yardım aramaktan çekinmemektir. Depresyon en iyimser bakış açısı ile hiç ilerlemeyecek olsa bile (ki genelde kötüleşir) hayatı dolu dolu ve keyifli yaşamanızı etkileyen, diğerlerinden olumsuz anlamda farklı olduğunuzu size düşündürerek uzun vadede özgüveninizi kıran sonuçlara yol açmaktadır.
Uzm. Psikolog Seliyha Elbeyoğlu
MyKlinik.