İlişkilerde Bağlanma
“Değerli ben, güvenilir o”. Güvenli bağlanmanın muazzam karşılığı. Kurduğunuz her sevgili, eş, arkadaş, iş ilişkilerinde kendiliğinden hep böyle hissettiğinizi bir düşünsenize; neler değiştirdi hayatınızda, davranışlarınızda, duygulanımlarınızda, hayallerinizde, yarınlarınızda.
“Değerli ben, güvenilir o”, kısacık ama ne derin bir cümle. Bu dünyaya bir annenin bir babanın çocuğu olarak doğmuş her birimizin doğuştan hakkı olanın karşılığı. Üstelik yaratılışımızda buna uygun aslında. Ama işler her zaman böyle yürümüyor ki, araştırmalar %65lik bir oranda güvenli bağlanmaya sahip erişkin verilerinden bahsediyor.
Bebeklikte ilk bakım verenle kurulan bağın erişkinlikte yakın ilişkilerdeki tutum ve davranışlarımıza yön verdiği bugün kanıtlanmış bir gerçek. Özellikle de romantik ilişkilerde. Hiç düşündünüz mü hepimiz için varolan çoğu yaşamsal kriz durumlarının (terk edilme, sevilen kişinin kaybı, aldatılma, evlenme, boşanma, çocuk sahibi olma vs.) her birimizde bulduğu karşılık ne kadar da farklı. Farklı ama kendi içinde oldukça tutarlı. Bu farklılıkları kendi içinde tutarlı yapan ise bağlanma kavramı. Aşkın ve sosyal bağlanmanın üremeyi kolaylaştırmak ve güvenlik duygusunu sağlayarak kaygıyı azaltmak gibi önemli bir işlevi vardır. Tabii bu tanım güvenli bağlanabilenler için pürüzsüzlük içerse de; biraz üzerinde düşünülürse güvensiz bağlananlar için oldukça komplike.
İki tür bağlanma var: Güvenli ve güvensiz. Güvensiz bağlanma ise; kaygılı, kaçıngan ve dezorganize (kaygılı ve kaçıngan karışımı) olarak üçe ayrılıyor. Güvenli bağlananlar kendini her durum ve koşulda değerli ve sevilebilir hisseder; üstüne üstlük bu duygusunu genellikle diğer insanların kabul edici ve cevap vericiliğine dair olumlu beklentileriyle birleştirir. “İhtiyacım olduğunda benim için orada olacağını biliyorum” inancı ilişkilerinde kendini açma, yardım isteme, ihtiyaç ve isteklerini doğal ve talep edilebilir görme gibi bir dizi sağlıklı davranış paternlerini beraber getirir. Hem kendisi hem başkaları için spontane bir şekilde sahip olduğu pozitif bakış açısı sıkıntılarını kabul etme ve zor duygularını ifade etme rahatlığını arttırır. Ayrıca bu durum stres kaynağı olayları daha az tehdit edici olarak değerlendirmelerini sağlar ve yaratıcı problem çözmeyi geliştirir.
Ya güvensiz bağlananlar?
Kaygılı bağlanma örüntüsü olan erişkinlerin kendilik algısı olumsuz, başkalarına atıfları ise olumludur. Diğerlerine ihtiyaç duyduklarında ulaşabileceklerinden emin değillerdir ve bundan dolayı çevreye yönelik merakı ve keşfi azdır. Dikkati ve motivasyonu daha çok ikili ilişkiler üzerindedir. Stres veya kriz durumlarında olumsuz kendilik algısı nedeniyle zor duygularını yatıştırmada etkisiz kalıp, yakın ilişkide olduğu insanın güven verici telkinlerine, davranışlarına bağımlılık düzeyinde ihtiyaç duyar. Terk edilme, red edilme duyarlılıkları yüksektir. Bu da kendini açma, yardım isteme, ihtiyaç ve isteklerini talep etme gibi sağlıklı davranış paternlerinde ketlenmeye sebep olur.
Kaçıngan bağlanma örüntüsü olan erişkinlerin kendilik algısı olumlu, başkalarına atıfları ise olumsuzdur. Diğerlerini geri çeviren ve red eden olarak görürler. Başkalarının kendilerine yardımcı olacağına dair hiç güveni olmayan bu erişkinler için yakınlığın kendisi tehdit edicidir. Duygularını, isteklerini ve ihtiyaçlarını bastırma eğiliminde olup; kendi kendine yetmeyi önemseyerek, mesafeyi koruma kalkanı olarak kullanırlar. Onlar için bağ kurmaktan daha önemli olan bağımsızlıklarını ve incinemezliklerini korumaktır.
Dezorganize bağlanma örüntüsü olan erişkinlerin ise hem kendilik algısı olumsuz, hem de başkalarına yönelik atıfları olumsuzdur. Başkaları ile yakın ilişki kurmak arzusunda olmalarına karşın, ilişkilerinde aşırı yakınlıktan kaçınırlar çünkü incinebilecekleri konusunda kaygılıdırlar. Başkaları tarafından red edilmeyi bekledikleri için stres ya da kriz durumlarında kaçınma davranışları sergilerler.
Kendiliğin duygusal, bilişsel ve sosyal gelişimi için güvenli bir bağlanma temeldir. Erişkinlikte de devam eden bağlanma stilleri bilinçli bir çaba ile değişime uğrayabilir. Bakım verenimizi seçememiş olsakta erişkinlikte yakın ilişki içinde olabileceğimiz insanları seçebilir, bizim için iyi olanı tercih edebiliriz. Bunun için önce kendi bağlanma stilimizi fark etmemiz ve kendi içimizde kendimizi ve tepkilerimizi anlamlandırabilmemiz iyi bir başlangıç noktasıdır.
Uzm. Psikolog Seliyha Elbeyoğlu
MyKlinik.